31 Ocak 2012 Salı

Kış Mevsiminde Yazı Yaşayabilirsiniz..... Kerala; Varkala Beach

Bugün 21 Ocak.2012, üç gündür Varkala ‘dayım. Hava sıcaklığı 32-33 derece. Varkala’nın gezilecek tarihi eser, temple vesairesi yok. Sadece ince kumlu güzel plajları var.
Otelleri tepede inşa etmişler, denize girmek isterseniz taştan merdivenlerle aşağıya kumsala iniyorsunuz. İstanbul’da kar yağıyor ve ben ise Varkala plajında güneşleniyorum. Buradaki kalışım normal rutin seyahatlerimden farklı oldu. Sanki yazlık evimde gibiyim. Telaş yok, şurayı göreyim, buraya gideyim yok. Bol bol tembellik ve keyif yapmaca vardı. Şu an saat 18.00 ve püfür püfür rüzgâr esiyor, lime sodamı içip güneşin batışını seyrediyorum. Siz de kış mevsiminde yazı yaşamak isterseniz Varkala’ya gelin. Varkala’da neler mi? var. Kerala bölgesi ayurvedik masajın doğduğu yer olması sebebiyle ayurvedik masajı deneyebilirsiniz. Burada en pahalı masaj 25 usd. O da dört elle iki kişinin aynı anda yaptığı bir masaj türü. Ayrıca el ve ayaklarınıza henna ( geçici dövme) yaptırabilirsiniz. İsterseniz yoga ve meditasyon kurslarına katılabilirsiniz. Tüm kumsalı tepeden seyrederek yürüyüş yapabilirsiniz. Alış veriş olmaz ise olmaz diyenler için rengârenk kıyafet, yarı değerli taşlar satıldığı bir sürü dükkân var. İsteyen kendi bedenine uygun elbise dahi diktirebilir. Geceleri live music çalan yerler var. Tam anlamıyla yazlık bir yer burası.
Bugün başımdan geçen enteresan bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Buranın denizi Kilyos’a çok benziyor. Arar ara kıyıya doğru kuvvetli dalgalar olabiliyor. Dün denize girdiğimde denizin dibinde çok enteresan bir deniz kabuğu görmüştüm. Bu deniz kabuğunu almak için denizin dibine elimi uzattım ama maalesef büyük bir dalga gelip denizin dibindeki kumları havalandırdı. Denizin dibi görünmez hale geldi. Bir müddet bakındım artık kabuğu göremiyordum. Sürekli dalgalar gelmeye devam ediyordu. Ne yapalım kısmet değilmiş dedim denizden çıkıp güneşlenmeye devam ettim. Bugün güneş şiddetini azalttığında saat 15.00 gibi kumsala indim. Biraz sıcaklayınca denize girmeye karar verdim. Denizden çıkarken kıyıda ne gördüm dersiniz. Dünkü deniz kabuğu deniz kıyısındaki kumların arasındaydı. Sabahtan beri kimsenin onu görmemiş olması daha da enteresandı. İçinde herhangi bir canlı olup olmadığını kontrol ettim. Canlı yoktu rahatlıkla bu kabuğa sahip çıkabilirdim.
Varkala Plajında zaman zaman evleri ile birlikte dolaşan kabuklu canlılara rastlayabilirsiniz. Burada insanlar deniz kabuğunun içinde canlı var ise deniz kabuğunu almıyor olmalılar ki rahatça kumsalda dolaşabiliyorlar. Kabuklular dışında bir de yengeçler var. Sahilde kumların üzerinde bir sürü delik var işte o deliklerin hepsi yengeçlerin saklandıkları yengeç mağaraları. Kimse olmadığı zaman mağaralarından dışarı çıkıp yan yan yürümeye başlıyorlar. Birisinin onlara baktığını anlar anlamaz hemen en yakın çukurun içine girip saklanıveriyorlar. Çok şekerler. Başta çekinmedim desem yalan olur ama onların benden daha endişeli olduklarını fark edince endişelenmenin gereksiz olduğunu anladım. Artık Güney Hindistan’daki plaj maceram sona eriyor. Yarın Trivandrumdaydım.
Kutsal Shri Padmanabhasvamy Tapınağını da gördükten sonra buradan ayrılıyorum. Kutsal ShriPadmanabhasvamy tapınağı 18.yyda yapılmış, Hindu değilseniz içeri giremiyorsunuz. Bu kutsal yeri sadece dışarıdan görüp fotoğrafını çekebileceğim. Trivandrum ile birlikte Hindsitan gezim tamamlanmış oluyor.Buralara gelmek isterseniz hindistangezi.com sitesindeki bilgilerden ve Sevgili Zafer Bozkaya'nın rehberliğinden faydalanmanızı öneririm Sri Lanka’da görüşmek üzere Hoşcakalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder