19 Ocak 2012 Perşembe

Gülme Meditasyonu ile İnsan Olma Özelliğimizi Aktive Ediyoruz

Bugün 14 Ocak 2012, sabah 4.00 gibi Amerikalı dostumuz ile birlikte erkenden kalktık. Amerikalı dostumuz Amma’nın 1000 ismi ritüeline, biz ise pujaya gidiyoruz. İlk defa bir Hint pujası deneyimliyor olacağım. Bakalım neler olacak? Pujanın yapılacağı küçük temple’a geldik. Oraya vardığımızda bizimle birlikte 8-9 kişi daha puja için gelmişti. Saat 5.30 a doğru bu sayı 35-40’a çıktı. Riueli yapacak Hintli rahip vücuduna bej renkli bir sari sarmıştı. Bedeni ve yüzü ise boyalıydı. Hint pujasında Tibet Budizmindeki gibi yüksek sesle dualar okunmuyordu. Hintli rahip duaları içinden okuyor, önünde ateşin yakıldığı çukur ve bir sürü güzel çiçek yaprağı, otlar, su ve anlamını bilmediğim pirinçten yapılmış aletleri kullanarak sanki düzenleme yapıyor gibi elleri ile hareketler yapıyordu. Önündeki çukurdaki ateş ise sürekli tahta parçacıkları ve otlarla besleniyordu. Ateş şiddetini arttırmaya başlamıştı. Ateşin çok yakın olduğumdan dayamayıp arka tarafa geçtim. Nedense bu Puja bana ağır gelmişti. Puja bittikten sonra rahip puja talep edenlere Pharjad (içinde kuruyemiş, baharat, üzüm gibi besinlerin olduğu bir karışım), muz ve pujada kullanmış olduğu pembe çiçek yapraklarından verdi. Onları alıp arka taraftaki küçük temple’ın içine girdik. Temple içinde Ganesh, Amma ve Krişna’nın (buddha’nın reenkarnasyonu) resimleri vardı. Üçüne de yolumu açık etsinler diye dua ettikten sonra doğruca odaya çıktım. Odada 1,30 saat kadar dinledikten sonra kahvaltımı yapıp saat 10.00 gibi ise seva görevim olan composing için kumsala gittim. Composing işini organize eden Anna isimli Fransız bir kızla tanıştım. O gün benimle birlikte 6 kişi daha Composing işi için gelmişti. Çevreden toplanmış yapraklar arasındaki taş, kâğıt, iplik, metal, alüminyumlar ayrıştırarak composing makinesine hazır hale getirecektik. Etrafta pis bir koku vardı Burnum tıkalı olduğundan koku beni rahatsız etmiyordu. Çalışmaya gelenlerin çoğu fransızdı. Bir de güney Hindistanlı bir çocuk vardı. Türkiye’yi ve Tayip Erdoğan’ı tanıyordu. Hem çalışıp hem de sohbet ettik. 2.30 saat güzel bir şekilde geçmişti. Composing çalışmasından sonra üzerimdeki kokuyu yok etmek için odaya gidip duş aldım. Bugün öğlen yemeğinden sonra gülme meditasyonu çalışmasının olduğu merkeze gittim. Gülme meditasyonu neşeli olmak için büyük projeler geliştirmeye gerek olmadığını gösteren güzel bir çalışmaydı. Çalışmayı yöneten kişinin bu konuda bilgili olduğu anlaşılıyordu. Çalışma sırasında ben dâhil tüm katılımcılar çok eğlendik. Gülmek üzerine yapılan bilimsel araştırmaların sonuçlar ise enteresandı. Gülmek, bedendeki kan basıncı, şeker seviyesi, kalp, hormonlar, bağışıklık sistemine çok iyi geliyordu. Ayrıca kalori yakma konusunda da başarılıydı. Örneğin; 100 kere gülmek 15 dakikalık bisiklete binmeye, 10 dakika gülmek ise 30 dakikalık koşuya eşitti. Çalışma boyunca 3 saat gülerek egzersiz yapmış olduk. Yaşasın!!! Gülmek konusunda sayısal bir değer daha vermek istiyorum. 4 yaşındaki bir çocuk her 4 dakikada bir gülerken yetişkinler her saatte bir gülüyormuş. Sonunda önemli an geldi. Bu akşam ki Darshan ( kucaklaşma) sırasında Amma’dan mantra talep edeceğim. Ayrıca üzerinde gülen yüzlerin olduğu kahverengi kolyeyi boynuma takmasını isteyeceğim. Bu kolye artık gurunuz olduğunu gösteren bir işaretmiş. Artık bir kere buraya gelmiş olduk adet neyse onu yapacağız. Mantra verilmesi ve yapılacaklar konusu gizli kalması gerektiğinden bu konuda çok fazla detay yazamıyorum. Ertesi gün Amma’nın Ashramında geçireceğim son gün. Bundan sonra artık bildiğimiz hayata dönüyorum. Sadece gezmece olacak. Önce Cochin sonra Allepey Backwater turu, Varkala Plajı ve Trivandurum…Sonra da ver elini Sri Lanka…. Sevgiler www.yourwishisyourreality.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder